
Seni hala görememiş olmanın üzüntüsüyle günlerimi sana kavuşmanın heyecanıyla öldürmeye çalışırken annen ve baban beni sensiz hiç bırakmadılar ve her seferinde senin her halinin fotoğrafını çekip çekip gönderdiler. Böylece seni tanımaya ve sana alışmaya çalışıyordum :)

Anneannen geceleri annen uyusun die tüm fedakarlığıyla kalkıp seni besliyordu :)

Doğmadan önce kıyafetlerine bakarak gülüşüyorduk annenle "bunların içine mi girecek ?" diye. Sanırım fazla büyütmüşüz seni gözümüzde :) Minnacık bişeysin sen yaa olmaz dediğimiz şapkalar gerçekten olmadı başına ve eldivenlerin ellerinden düşüyorlar :) Tabi buna dayanamayıp 1 ay erken dünyaya gelmeni de katmamız gerek...

İşte minnacık ve çikin sen... Nasılda masumsun ama çikinsin :)

Evinizin ve evimizin biricik meleği ... Nasılda güvendesin sığınılabilecek tek yer, en huzurlu ve en mis kokulu yer senin için :)

Ohh tabi anneciğinin sıcaklığını da hissettin karnınıda doyurdun altını değiştirdin misler gibi oldun bakınırsın tabii :))

Ve tabii kırkın çıkmadan olmaz... Bugünde yanında olmayı seni görmeyi ne kadar çok isterdim anlatamam ama bu konuda suç benim değil annen ve anneannenin. Okul devam zorunluluğum olduğu içim bugünü bana söylemediler bile çünkü söyleselerdi geleceğimi ve okuldan geri kalacağımı biliyorlardı. Çok yakışıklı damat olmuşsun ama :)